Futbol A Takımı Teknik Direktörümüz Doménec Torrent, BeIN Sports’un sorularını yanıtladı.

Takımın iyi yolda olduğunu ve gelişme gösterdiğini ifade eden hocamız, “Bunu sezon önündeki bir dönem gibi düşünebiliriz. Normalde sezonun başında, yaz döneminde başlasak hazırlık için bir dönem oluyor. Bütün takımlarla başlangıçta bir alışma süreci geçirmek gerekiyor. Takım içerisinde bazı değişiklikler yaparak yeni konseptler getirdik. Bunları uygulamaya geçirmek için zaman gerekiyor. İlk geldiğimizde 7 gün içerisinde üç maçımız vardı. Neredeyse o dönemde antrenman yapamazdık. En kısa zamanda puan kazanmak önceliğimiz vardı. Benim oyun anlayışım üzerinde konuşacak olursak takım, birçok açıdan kendisini geliştirdi. Neredeyse iki maçta da yüzer dakika fiziksel ve taktiksel olarak ekip kendini gösterdi. Takımın Göztepe’ye ve Rizespor’a karşı gelişimini gösterdiğini düşünüyorum. Takımın fiziksel olarak kendini güçlendirdiğini düşünüyorum. Taktiksel olarak da oyun anlayışım üzerinden takımın daha iyiye gittiğine inanıyorum.” diye konuştu.

“SAHAYA KAZANMAK İÇİN ÇIKACAĞIZ”

Süper Lig’de oynayacağımız Konyaspor mücadelesini değerlendiren Torrent şu ifadeleri kullandı:

“Kimse bir maçta nasıl sonuç olacağını bilemez ama, armamızdaki dört yıldızın bir anlamı  var. Kazanmak için sahaya çıkan bir takımız. Konyaspor’un oyununu beğendim. Oyunları beni etkiledi. İkinci sırada olmaları rastlantı değil. Özellikle taktiksel ve pozisyon açısından çok iyi oynadıklarını düşünüyorum. Kaleden çıkma kısmında da çok iyiler. Hızlı bir şekilde fırsat yaratıyorlar. Kendine güvenen bir takımları var. Dün izlediğim bir maçları vardı. 5-1 kaybettiler. Oyuna baktığımız zaman tam tersi skor olması gereken bir maçtı. İlk yarıda rakiplerine göre çok daha fazla pozisyon yakaladılar. 2-3 tane golü iptal edildi ilk yarıda. Özellikle ilk yarıda futbol açısından baktığımızda açıklanamaz bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu takıma saygı göstererek sahaya çıkacağız. Galatasaray sahaya her çıktığında o maçı kazanmak için çıkar. Önceliğimiz bu.”

“Ekibimizde Jordi Guerrera var. O da birinci ligde en iyi duran top uzmanlarından bir tanesi İspanya’da. Rakibin özellikle son oynadığı 6-7 maça bakıyoruz. Hem hücumda hem savunmada neler yaptıklarına bakıyoruz. Son 2 günde onlara nasıl daha iyi hücum çıkartabileceğimize bakıyoruz. Kendimizi geliştirmemiz gereken birçok nokta var. Bunlardan birisi duran toplar. Her gün daha iyiye gidiyoruz.”

“Özellikle son maçta pozisyonel oynadık ve taktiksel gelişme gösterdiğimize inanıyorum. Farklı koridorlarda oynadık. Top kaybında çok hızlı tepki verip tekrar topu kazanmaya özen gösterdik. Her gün daha fazla gol pozisyonuyla karşı karşıya kalıyoruz. En son dört tane gol attık. Özellikle ikinci yarıda daha fazlasını atabilirdik. Bu 45 dakika sezon öncesi dönem gibi düşünebiliriz. Hem hücumda hem savunmada takım kendini geliştiriyor. Her seferinde daha iyi olduğumuza inanıyorum.”

“SİSTEM İLE STİL KARIŞTIRILIYOR”

“Bazen sistem ile stili karıştırıyoruz. Taktiksel, sistem olarak bakarsak bunu takımdaki oyunculara göre yapmak gerekiyor. Çünkü bu takımı oyuncu olarak biz kurmadık. Zeki davranıp takımın bol kaliteli oyuncuya sahip olduğunu görüp onları doğru şekilde kullanmamız gerekiyor. 4-3-3 ile bitirdik son iki maçı. Boşlukları kullanmak için içerideki oyuncuları kendi oldukları pozisyonda kullandık. Kanat oyuncularımız da çok açık oynadılar. Stil tartışılamaz. Topa sahip olduğumuz zaman topu kaybetmeme, hatlar arasında kaybetmeme, açık oynama, kaleciden oyuna kısa başlama, maçın ana karakteri olma ve top kaybında da çok hızlı şekilde tepki gösterip topu geri kazanma… Bu benim için vazgeçilmez. Hep birlikte hücum, hep birlikte savunma ve top kaybettiğimizde onu en kısa sürede geri kazanmak. Bu benim inandığım oyun stili.  Son 15-20 yılımı verdiğim oyun stili bu. Bu stile inanıyorum. Hem Pep ile birlikte onun ikincisi olarak hem de ondan önce yönettiğim takımlarda kesinlikle aynı stilde oynadık. Benim antrenör olarak yönetmek istediğim takımın stili her zaman budur. Bu yolda ilerliyoruz. Her maçı kazanacağız anlamına gelmiyor bu. Geçen pazar kesinlikle kazanmamız gerekiyor dediğim bir yayın vardı. Hem hücumda hem savunmada takımın gösterdiği performanstan memnundum. Bazen futbolun doğası gereği rakip kaleci çok iyi kurtarışlar yapabiliyor. Bazı fırsatlar şanssızlıktan kaçabiliyor. Dışarıda insanların analizlerini de değiştirebilecek bir şey bu. Dışarıdan bakan insanlar sonuç odaklı olacağından beraberliği daha kötü yorumlayabilirlerdi. Benim için en önemli şey nasıl kazandık ve bunu nasıl tekrar edebiliriz.”

“OYUNCULARIMDAN ÇOK MEMNUNUM”

“Oyuncularımdan çok memnunum. Farklı oynayabilen, farklı özellikleri olan oyunculara bazen ihtiyaç olabiliyor. Şu anda oyuncularımız harika. Bu harika oyunculardan onlara alışarak en iyi performansı çıkarmamız gerekiyor. Çok benzer bir şekilde oynayabiliyorlar. Geçen pazar günkü maçta bunu yaptılar. Her antrenörün konseptlerini uygulamak için zamana ihtiyacı vardır. Biz takiplerimizi inceliyoruz. Onları analiz ederek onun üzerinden takım kuruyoruz. Bazen Kerem ve Patrick için, biri genişlik verirken diğeri içeriye kapanıyor. Aynı koridoru tercih etmiyorlar. Diğer tarafta Emre veya Babel olduğunda aynı tarafta Omar ile aynı koridorda oynamamaya çalışıyorlar. Bu tip ufak detaylar önemli. Her gün antrenmanda bir sonra karşılaşacağımız rakip üzerinden çalışıyoruz. Bazı rakipler var. Onların kanat oyuncusu bizim bekimizle karşı karşıya gelecek. Eğer biz çok fazla açık oynatırsak bu oyuncuyu 6 kişiyle savunmaya kalabilirler. O da bizi zor duruma düşürebilir. Eğer beklerimizi içeriye kapatırsak böyle bir takıma karşı, açıkla bekleri takip ettiği için arkada 4 kişilik bir savunmayla kalabilecekler. Kerem, Emre, Babel ve Barış gibi bu kadar yetenek sahibi oyuncular bu boşluktan yararlanıp karşı takım için riskli şeyler yaratabilir.”

“GUARDIOLA BELKİ BURAYA GELİP MAÇ YAPAR”

Dünyaca ünlü teknik adam Pep Guardiola ile olan kişisel ilişkisi sorulan hocamız, “Pep Guardiola ile çok yakın bir ilişkim var. Onunla ilişkim sadece profesyonel alanda değil. Benim dostum olduğunu söyleyebilirim. O aynısını söyler mi bilmiyorum. Sürekli irtibat halindeyiz. Hayatımız hakkında da futbol hakkında da konuşuyoruz. Bizim maçımızı göremese bile belki gelip bizimle maç yapar. Hem kulüpler için güzel olur hem de bu büyük şehri görmüş olur. Bunun da keyfini çıkarır. Bu herkes için güzel olur.” dedi.

İlişkileri sebebiyle Manchester City gibi futbol havuzu geniş kulüplerden oyuncu alımının mümkün olup olamayacağı sorusuna Torrent şu yanıtı verdi:

“Böyle bir durum her zaman için söz konusu. Benim birçok kulüple yakın ilişkim var. Bunlardan bir tanesi de Manchester City. Şu anda odaklandığımız nokta, yavaş yavaş ekip olarak bulunduğumuz durumdan çıkmak. Galatasaray büyüklüğündeki bir kulüp için sindirilmesi zor bir durum. Her hafta sonu 3’er puan alarak nereye kadar yükseleceğimizi göreceğiz. Şu anda spor direktörü açısından baktığımızda, ekibimizde çok bilgili insanlar var. Onlar da ben de çok oyuncu tanıyorum. Hem onların hem de benim birçok kulüple çok iyi ilişkilerimiz var. Biz onlardan çok memnunuz. Onlar geldiğinden beri iki maça çıktık. İki maçtan da üç puanla ayrıldık. Aynı zamanda ekibimize sakinlik getirdiklerini söyleyebiliriz. Sayın Başkanın, Yönetim Kurulunun ve tüm kulübün bu iki yöneticimizi dahil ederek çok doğru bir karar aldığını düşünüyorum. Çünkü onlar sayesinde daha da güçleniyoruz. Çok daha iyi bir takım çıkaracağımıza inanıyoruz.”

“ANTRENÖR YA DA OYUNCU KULÜBÜN ÖNÜNE GEÇEMEZ”

Kaptan Fernando Muslera’nın form durumu hakkında hocamız, Maç maç gidiyoruz. Muslera’nın sakatlık süreci uzundu. Yeni antrenman yapmaya başladı. Nando’nun sadece saha içinde değil, saha dışında da bu takım içni önemini herkes biliyor.  Nando aynı zamanda kulübü tanıması ve kendisini daha iyi hissetmesi açısından Inaki’ye de çok yardımcı oluyor. Deneyimli oyunculardan her zaman bunu bekliyoruz. Kendilerinden daha az deneyimli oyunculara her zaman yol gösterici ve yardımcı olmaları gerekir. Önemli olan her zaman takım ve kulüptür. Hiçbir zaman antrenör ya da oyuncu kulübün önüne geçemez. Nando da bunu her antrenmanda gösteren bir oyuncu. Her gün daha iyi antrenman çıkarıyor. Neler olacağını göreceğiz. “ yorumunu yaptı.

Erick Pulgar’ın daha uzun süre alacağını ifade eden teknik direktörümüz, “Erick’ten kesinlikle memnunum. Daha fazla oynayacağını söyleyebilirim. Her ülkenin kendi alışkanlıkları vardır. Ben rotasyon yaparım. Eğer benzer özellikleri özellikleri olan oyuncular arasında rotasyon yapılırsa hepsi her an maça çıkmak için hazır olurlar. Aralarında tatlı bir rekabet de oluşur. Onun sayesinde de motive olurlar. Rakibe göre de kesinlikle oyuncuların değişmesi gerekiyor. Rakip sürekli savunmada oynuyorsa veya kontrollü oynuyorsa farklı oynamak gerekir. Bu zamanlarda farklı oyunculara ihtiyaç olur. Erick Pulgar teknik olarak çok kaliteli. İki dokunuşta çok rahat oynayabiliyor. Futbolu çok kolay buluyor. Türk ligine gelip de dilini bilmeden 15 gün içerisinde alışmak ve oynamak hiçkimse için kolay değil. Oyunculuğu dışında karakterinin de çok iyi olduğunu düşünüyorum. Tüm takım arkadaşları ona yardımcı oluyor. Birçok maçta onun oynadığını göreceğiz.” şeklinde konuştu.

“ANTRENMANDA İYİ PERFORMANS SERGİLEYEN OYUNCULAR ARASINDA DÖNGÜ YAPIYORUZ”

Oyuncu tercihleri hakkında rakibe ve antrenman performansına göre rotasyon yaptıklarını vurgulayan Dome, şu açıklamayı yaptı:

Belli regülasyonumuz var. Onlara bağlı şekilde oyuncu çıkarmak gerekiyor. Özellikle Morutan’ın durumunda. O tarafta oynayan Barış gibi diğer oyuncularımızın da iyi oynayabileceğini düşünüyorum. Regülasyona uymak için böyle seçimler yapmamız gerekebiliyor. Günün sonunda hepsi antrenmanları iyi yapıyorlar. Biz rakibe göre en iyi kadroyu çıkarmak istiyoruz. Hangi oyuncularımız bu rakibe karşı faydalı olabilir. Ona göre düşünüp karar veriyoruz. Rotasyonu yazı tura atarak yapmıyoruz. Antrenmanlarda izleyerek iyi performans sergileyen oyuncular arasında döngü oluşturuyoruz.

Deneyimli olmamızda her zaman fayda var. Antrenörler olarak bir sonraki maçtan ötesini çok fazla düşünemiyoruz. Oyuncuların da aynı şeyi yapması lazım. Her zaman oynamak istediklerini ve formda olduklarını hocalarına göstermeleri lazım. Takımın ve kulübün ne kadar önemli olduğunu hep tekrar ediyorum. Konya’ya karşı kazanmak istiyoruz. Sonrasında Avrupa’ya gideceğiz ve kötü durumdan kurtulmaya çalışacağız. İlk odaklanmaya çalıştığımız şeyler bunlar.

“Her gün sportif direktörümüz Pasquale ve onun yardımcısı Adria ile sürekli konuşuyoruz. Her gün geliştirmek için yeni yöntemler bulup uyguluyoruz. Bunun üzerine konuşmak için zamanımız olacaktır.”

“BİR KULÜPTEN FAZLASI”

Galatasaray’ın özel bir kulüp olduğunu ifade eden Torrent, kulübümüzü şu sözlerle ifade etti:

“Dört yıldızı olan Türkiye’de tek takım. Çok büyük bir takım. Bu takımın teknik direktörü olmaktan gurur duyuyorum. Katalonya’da Türk futbolu denildiği zaman biz hep Galatasaray’ı düşünüyorduk. Arkasında çok büyük bir tarih var. Sadece futbol olarak bakmıyorum.  Futbol anlamında bakarsak UEFA Kupası’nı Arsenal’e karşı, Süper Kupa’yı Real Madrid’e karşı kazandı. İlk günden Galatasaray’ın Başkanı, bana Galatasaray’ın tarihini anlattı. Ben gerçekten etkilendim. Bir kulüpten fazlası. Sadece futbol değil aynı zamanda bir topluluk. Lisesi, üniversitesi, kendi içerisinde bir cemiyet oluşu… Bu benim için çok özel bir kulüp olmasını sağlıyor. Antrenör olarak bir şeye ait olma hissini yaşamayı seven bir insanım.45 gün geçirdiğim halde Galatasaray’ın benim için özel bir kulüp olduğunu söyleyebilirim. Sadece antrenör olarak değil, birgün buradan ayrılacak olsam bile evde oturup Galatasaray’ın maçlarını seyrederim. Galatasaray’ın tarafını tutarım. Gerçekten arkasında bu kadar taraftarı olan bir kulübün parçası olmanın ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Hem sayın başkan hem yönetim kurulu üyeleri bize ilk anda itibaren evimizde gibi hissettirdiler ve bize çok yardımcı oldular.”

“PEP’İN DIŞINDA HERHANGİ BİR İNSANIN YANINDA İKİNCİ ANTRENÖR OLMAYI DÜŞÜNMEZDİM”

Göreve gelişi öncesinde ikinci teknik adam olarak düşünüldüğü söylentilerinin doğru olmadığını dile getiren Torrent, “Öyle şeyleri okudum. Geldiğimde iyi akşamlar dedim ve medyada bir sürü farklı şey çıktı. Çok hızlı gelişti. İkinci antrenör olarak sadece Pep’in yanında çalıştım. Onun dışında birinci antrenördüm. Pep ile çalıştıktan sonra birçok takımdan bana teklif geldi. İkinci antrenörlük teklifleri geldi ve ben bunu kabul etmedim. Pep ile çalışmadan önce de 15 yıllık teknik direktörlük deneyimim vardı. Sadece ilgilendiğim şey, dünyanın en iyisinden öğrenmekti. Pep’in dışında herhangi bir insanın yanında ikinci antrenör olmayı düşünmezdim. Muhtemelen burada bazı karışıklıklar oldu. Bilgisayar sistemleri epey gelişmiş durumda. 1-2 gün içerisinde Galatasaray’ın 8 maçını seyredebiliyorduk. Takımın ismini, şanını zaten biliyorduk. Takımın şu anki halini görmek istedik. Fikrimiz olsun diye izlemek istedik. Ondan sonraki gün tamamlayıp kabul ettim. Bir sonraki gün de uçağa binip geldim.” dedi.

Fatih Terim’den sonra göreve gelmesinin kendisi üzerinde baskı unsuru olmadığını ancak Fatih Terim ismine saygı duyduğunu belirten Torrent, “Baskıyı bu oluşturmadı. Bulunduğumuz durum baskı oluşturdu. Sayın Terim sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da önemli bir isim. Saygıdeğer bir insan ve ben de kendisine büyük saygı duyuyorum. Bu kadar büyük bir isimden sonra bu takımın başına hangi antrenör gelirse gelsin muhakkak bir karşılaştırma yapacaklar. Taraftarlarımızın şunu anlamasını rica ediyorum. Hangi antrenör gelirse gelsin takımı geliştirmek için, takımın iyiliği için var olan bir şahıs. Galatasaray’ın çok büyük oyuncuları ve hocaları oldu. Hiçbir oyuncu ve antrenör sonsuza kadar yaşayamaz. Sayın Terim gibi birinin yerine atanmış olmanın kolay olmadığı açık. Ben buraya Sayın Terim ile karşılaştırılmak veya onunla mücadele etmek için gelmedim. Buraya takımı bulunduğu durumdan çıkarmak için geldim. Amacım bu. Hepimiz gelip geçeriz ama kulüp sonuna kadar kalır. Hepimizin bunu anlaması gerekiyor. Herkes aynı tarafta olup taraftarlarımızın son maçta yaptığı gibi birbirine destek olursa takım onlar sayesinde daha da güçlü oluyor.” diye konuştu.

Barcelona’yı tanıdıklarını ve turu geçmek parolasıyla çalışmalarını sürdüreceklerini dile getiren hocamız, “Bu senenin en iyi Barcelona’sı ile karşılaşacağız. Birçok büyük takıma karşı son maçta büyük başarılar elde ediyorlar. Galatasaray’ın da çok büyük bir tarihi ve büyük oyuncuları var. Türk liginin büyük takımlarından bir tanesi. Büyük bir takımız ve rakibi tanıyoruz. Onun üzerine dersimizi iyi çalışacağız. Birçok güçlü noktaları ve zayıf noktaları da var.İyi bir şekilde çalışacağız. Zor olacağını herkes biliyor. Barcelona büyük bir takım. Biz  iyi çalıştıktan sonra oraya her şeyimizi vererek, kazanmak için sahaya çıkacağız. Bu iki maçlı bir sistem ve güzel bir mücadele çıkaracağız.” dedi.

“TAMAMLANMIŞ BİR EKİP OLDUK”

Kirada bulunan Galatasaray oyuncularını takip ettiklerini ifade eden Torrent, “Takip ediyoruz. Pasquale’nin yanında Adria var. Genç olmasına rağmen geniş bir futbol birikimiyle geldi. Sadece Süper Lig’i değil, 1. Ligi de biliyor. Bütün kiralık oyuncularımızı isim isim tanıyor. Gelecekte bize yardımcı olabilecek oyuncular hangisidir diye konuşuyoruz. Şu anda ekip olarak Pasquale ve Adria’nın gelmesiyle tamamlanmış bir ekip olduk. Bütün bu ekipleri ve kiralık oyuncularımızın hepsini analiz ediyorlar. Kısa vadeye odaklanmamız gerekiyor; fakat hep birlikte önümüzdeki dönemlerde de güzel planlarla güzel sonuçlara erişeceğiz.” dedi.

Yoğun bir çalışma temposu içinde olduklarını ve İstanbul’u gezmeye fazla vakit bulamadıklarını söyleyen hocamız sözlerini şöyle tamamladı:

Maalesef göremedim. Bu duruma çok üzülüyorum. Sabah 8’de tesiste çalışmaya başlıyoruz. Akşam 8’de anca bitirebiliyoruz. Pek başka bir şeye zaman kalmıyor. Her antrenör gelince çalışmak isteyecektir ancak; bizim çalışma şeklimiz böyle. Milli arada bir gün gitme şansımız oldu. Kapalı Çarşı’ya bakıp tarihi yarım adayı gezmek istedik. Onun dışında gezme şansımız olmadı. Buraya geldiğimde insanlar çok sıcak karşıladılar. Sokaklarda, bir yere girip çıktığımızda hep sıcakkanlı yaklaşıldı. Daha fazlasını görme isteği uyandırıyor insanda. Gezmek için çıkacağım. Şu anda mükemmel bir şekilde Florya bölgesini tanıdım. Orada birkaç tane güzel restoran öğrendim. Tabii her şey adım adım olacak. Güzel şekilde çalışacağız. Taraftarlarımız memnun olacak. Maçlar kazanacağız ve yönetim bizden memnun olacak. Umarım ki uzun yıllar güzel başarılara imza atacağız.